Düşünmemiz gereken önemli sorular var:
● Teknolojik gelişmelerin seyrini etkileyebilme gücünü önemli ölçüde “elinde bulunduranlar” nasıl bir gelecek “tasarlıyor?”
● Demokratikleşmeyi dikkate almayan bir teknolojik gelişim, bu işleyiş biçimiyle tek başına yeryüzündeki geniş toplum yığınlarının mutluluğunu sağlayabilir mi?
Teknolojik değişim ve gelişimin hızı başımızı döndürüyor…
Tarımdan sanayiye, üretimden tüketime her şeyimiz farklılaşıyor…
İletişim imkânlarının teknolojik olarak “zenginleşmesi” bizi yanıltmasın…
Bu süreç algılama biçimlerimizi de derinden etkiliyor…
Toplumsal hayatın akışını bir bütünlük içerisinde kavrayabilme şansımız giderek “azalıyor…”
Sıradan insanın hayatı tıpkı pusulasız bir gemi misali…
Ne tarafa bakmalı?
Hangi yöne gitmeli?
●●●
Biz…
Tarımdaki sorunlarımızı nasıl çözeriz?
Sanayimizi yüksek katma değerli ürünlerle nasıl buluştururuz?
İhracatımızı artırarak nasıl dış ticaret fazlası verir hale geliriz?
Orta gelir tuzağından kurtulmaktan vaz geçtik, var olan gelirimizi korumayı nasıl başarabiliriz, gibi sorulara cevap ararken, yarının dünyası bambaşka kavramlarla şekilleniyor…
Endüstri 4.0…
Yapay zekâ…
Nesnelerin interneti…
İnsanla yapay zekânın ortak yaşamı!
Biyoteknoloji…
Nanoteknoloji…
Henüz, üretimin otomasyonunu daha yüksek bir düzeye taşıyan elektronik ve bilgi teknolojilerinin kullanımını ifade eden Endüstri 3.0’ın gereklerini bile tam anlamıyla yerine getirememişken karşı karşıya kaldığımız realite bu.
●●●
Peki…
Dünya bu noktaya nasıl geldi?
İnsan evlâdının kara kaşına, kara gözüne hayranlıktan değil elbette!
1980’lerden itibaren büyük bir ivme kazanan “küreselleşme”yle, üretim, başta Çin olmak üzere emeğin ucuz olduğu, vergi avantajlarıyla cazip kılınan Uzak Doğu ülkelerine yönlendirildi…
Başlangıçta “keyifli” olan süreç, “ucuz emeği tepe tepe kullanılan ülkeler”in kendi markalarıyla yüksek katma değerli ürünler üreterek “efendiler”e kafa tutmaya başlamasıyla “tatsızlaştı!”
Batı’nın pabucunun dama atılmak üzere olduğunu ilk fark eden Alman Hükümeti, 2011 Hannover Fuarı’nda, Endüstri 4.0 kavramını gündeme getirdi.
Bu çerçevede…
Üretimde dijitalleşmenin zirveye çıkarılması…
İnsan emeğine bağımlılığın minimuma indirilmesi…
Bu yolla hata oranlarının sıfırlanmasını ve hız kazanılması…
Yani…
Olabildiğince insansız üretim hedefleniyordu…
●●●
Böylesi bir tablo karşısında “teknoloji geliştikçe insanlığın sorunları da çözülecek” iyimserliğini korumak mümkün mü?
Thorstein Veblen’in ta 1890’larda dile getirdiği “toplumsal gelişmelerin teknolojinin kendisindeki gelişmelerle sağlanabileceği”ne dair yanlış öngörüsünün peşine takılabilir miyiz hâlâ?
Hele…
Dünyanın pek çok yerinde günden güne kabul edilemez noktaya doğru yol alan gelir dağılımındaki vahşi eşitsizliği…
Ve sorunlara ilişkin söz hakkı eşitsizliğini de düşününce!
Gelir dağılımındaki vahşi eşitsizlik demişken…
İngiliz insani yardım kuruluşu Oxfam‘ın 2019 yılı itibarıyla açıkladığı rapordaki şu verilere göz atalım:
“Dünya genelindeki en zengin 2 bin 153 kişinin serveti, en yoksul 4.6 milyar kişinin toplam servetini geçti. Bu, milyarderlerin dünya nüfusunun yüzde 60’ından daha zengin olduğu anlamına geliyor.”
Bu tabloya baktığımızda düşünmemiz gereken önemli sorular var:
● Teknolojik gelişmelerin seyrini etkileyebilme gücünü önemli ölçüde “elinde bulunduranlar” nasıl bir gelecek “tasarlıyor?”
● Demokratikleşmeyi dikkate almayan bir teknolojik gelişim, bu işleyiş biçimiyle tek başına yeryüzündeki geniş toplum yığınlarının mutluluğunu sağlayabilir mi?
●●●
Karşımızdaki tabloyu bütün boyutlarıyla değerlendirebilmek ve bu sorulara doyurucu cevaplar verebilmek kolay iş değil…
Ama başka yol da yok.
Eğitimle…
Azimle…
Dikkatle…
Çalışarak…
Daha çok çalışarak anlayacağız!
Geçmişteki gibi “herkes kendi soğanını, patatesini kendi eksin” diyemeyeceğimize göre…
Bir yandan yaşadığımız günün gereklerine hızla “uyum sağlayacağız…”
Bir yandan da artık ne kadar kalabildiyse “insan kalan yanımızla” bu konulara kafa yoracağız…
Bir an önce…
Ve hep birlikte.
(*) Bu yazı için, Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın “Kitle İletişiminin Kültürel İşlevleri” ve Dr. Mahfi Eğilmez’in “Dünya Ekonomisi” kitaplarından yararlandım.